- anqel demiş ki:
- burak sağyasar
Gerçek ismi: - burak sağyaşar
Doğum tarihi: 1987
Doğum yeri: Adana
Biyografi
Kişisel Hayatı [değiştir]Burak Sağyaşar, 29 Ekim 1987'de ailenin tek çocuğu olarak Adana'da dünyaya geldi. Ankara’da büyüdü ve bir yandan lise eğitimini “Lycée Charles De Gaulle” ‘de görürken, bir yandan da amatör tiyatro ve müzik çalışmalarına devam etti.
Lise yılları boyunca tiyatroyla ilgilendi ve en ciddi tiyatro deneyimini ekip olarak Kanada’da 800 kişilik bir salonda sahne alarak edindi. Yaptığı çalışmalar sonucunda “Liselerarası En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandı.
Bir amatör alternatif rock grubu olan “Roulette” , perküsyon aletlerinin çoğunu çalabilen Burak Sağyaşar’ın bir dönem bateristliğini yaptığı gruptu. Lise son sınıfa geçtiğindeyse ailesiyle beraber İstanbul’a taşındı ve lise eğitimini “Lycée Français Pierre Loti” ‘de tamamladı.
İngilizce, Fransızca ve İspanyolca olmak üzere üç dil bilen Burak Sağyaşar, eğitimini halen Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji bölümünde sürdürmekte…
Kariyeri “Her çocuk küçüklüğünde avukat, doktor, polis olmak ister ya; ben de oyuncu olmak istiyordum. Bunun nedeni oyunculukta hepsini olabilmenizin mümkün olması. Ben bir gün bir oyunda, dizide ya da filmde bir holding sahibini de oynayabilirim, bir polisi de. Hayatın her anını yaşamak istiyorum, oyunculuk bana bunu sağlıyor bir yerde.” diyen Burak Sağyaşar on yaşından beri oyuncu olmak isterken, TRT’de sırasıyla Drama Programları Müdürlüğü ve Televizyon Dairesi Başkanlığı görevleri yapan, yapımcı olan annesi Nilgün Sağyaşar, bu duruma uzun bir süre sıcak bakmadı.
Burak Sağyaşar, her ne kadar annesi bu mesleği yapmasını istemese de, İstanbul’a geldiğinde bir oyunculuk ajansına başvurdu ve böylece oyunculuk kariyerine profesyonel bir adım atmış oldu. Oyuncu Uğur Demirpehlivan’dan yaklaşık iki sene boyunca oyunculuk eğitimi aldı.
İlk oyunculuk tecrübesini henüz 14 yaşındayken “Şaşıfelek Çıkmazı” ‘nda edindi. Birkaç reklamda oynadıktan ve Yalancı Yarim adlı dizide bölüm oyunculuğu yaptıktan sonra ilk kez “Yemin” dizisinde uzun soluklu bir karakteri canlandırma fırsatı buldu; ama onu Türk televizyon izleyicilerine tanıtan, “Küçük Kadınlar” ‘da canlandırdığı “Utku Deviren” karakteri oldu.
Yer Aldığı Diziler 2008 - ... - Küçük Kadınlar
2007 - 2008 - Yemin
2006 - Yalancı Yarim
“Küçük Kadınlar”ın Armi’si Hande Soral, son günlerin sevilen ve merak edilen isimlerinden.
"Küçük Kadınlar"ın Armi’si Hande Soral, son günlerin sevilen ve merak edilen isimlerinden. Oyunculuk hayatına "Komedi Dükkanı" sayesinde tesadüfen başlayan genç oyuncu, ilginç hikayesini Trendy dergisine anlattı.
Hande Soral’ı kısaca tanıyabilir miyiz?- 1987 Şubat doğumluyum. Bu Şubat’ta 22 yaşında olacağım. Bursa, İnegöl’de doğdum. Ailem hálá orada yaşıyor. Ben Anadolu lisesinden mezun olduktan sonra Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü kazandım ve buraya geldim. Bu sene 4’üncü yılım. Burada arkadaşımla birlikte yaşıyorum. Bundan sonra da İstanbul’da kalacağım.
Oyunculuk serüvenin "Komedi Dükkanı" sayesinde başlamış, öyle mi?
Aslında tiyatro eğitimim vardı. Çocuk oyunlarında oynuyordum. Onun dışında diksiyon dersleri aldım. Babam beni konservatuvarın çocuk bölümüne her hafta götürüp, getirirdi. Tiyatro işine çok yoğunlaştım. Okulda da başarılı bir öğrenciydim. Bu yüzden başka bir alana yöneldim. Yine psikolojinin oyunculukla alakalı olduğunu düşünüyorum.Onlar çok aşırı tempoda çalışıyorlardı ve benim okulumla birlikte olmayacaktı. "Okulun bitsin ondan sonra" dediler. Hep okulum bitsin diye bekliyordum. Tolga Çevik’i çok seviyordum. "Komedi Dükkánı"nı seyretmeye arkadaşımla birlikte gittik. Sahneye birini istediler. Ben hemen elimi kaldırdım. Zaten arkadaşımla konuşuyorduk. "Sahneye birini isterlerse kalkarım" diyordum. Kalktım ve bütün bölümü Tolga Çevik’le birlikte çektik. Yapımcı da çok beğenmiş. Çıkarken beni çağırdılar görüşmek istediklerini söylediler. Görüştük ve oldu.
Biraz şanslısın galiba?
- Şans, kader, kısmet artık ismi neyse. Doğru yer, doğru zaman. "Öyle olması gerekiyordu oldu" diyorum her zaman. Bu benim dışımda planlanmış bir şey. Bence yaşamam gerekiyordu ve yaşadım. Zaten kaderciyim. Daha önceden de inanırdım. Ama artık çok fazla plan yapmamaya başladım. İleriye dönük öyle büyük hayaller kurmuyorum. Çünkü bazı şeyler lego gibi yerine oturuyor; bu durumda sizin çaba sarf etmenize gerek kalmıyor. "Öyle yaparsam, böyle olursa" diye düşünmek bana hikaye gibi geliyor. Zaten ne olması gerekiyorsa oluyor.
"Küçük Kadınlar"da rol alman nasıl gerçekleşti?
- "Küçük Kadınlar"a girişim de "Komedi Dükkánı" sayesinde oldu diyebilirim. Beni izlemişler ve görüşmeye çağırdılar. İlk önce ajansla tanışmaya gittim. Süslendim püslendim. Yapımcı, yönetmen herkes oradaydı. "Küçük Kadınlar’ın Armi karakteri için düşündük seni" dediler Bana bakıp; "Yok artık" diyerek güldüler. Çünkü Armi karakteri erkeksi bir karakter. Erkek gibi sokaklarda top oynayan biri. Yine de bana bir tekst verdiler. "Deneme çekimi yapalım" dediler. Ertesi gün deneme çekimi yapılacaktı. Ruh halime göre giyinen bir insanım. Saçlarım dümdüz, altımda yırtık bir kot, Converse, üstümde bir tişört ve sıfır makyajlı olarak gittim. Deneme çekimini yaptıktan sonra oradan ayrıldım. Taksim’deyken telefonum çaldı. "Hande geri gelebilir misin" dediler. Meğer; "Bu kız dünkü kız değil" diye düşünmüşler. Tekrar geri döndüm. Bana baktılar ve "Aynı kız ama bugün farklı görünüyor. Yarın Burak’la birlikte bir deneme çekimi alalım" dediler. Hayatımda ilk defa bu kadar heyecanlandım. Öyle negatif enerji vermişim ki; kamera bozuldu ve bir buçuk saat beklemek zorunda kaldık! Ve o bir buçuk saat boyunca beni rahatlattılar. Tekrar deneme çekimi yaptık ve "Küçük Kadınlar"a başladım.
ÇİRKİN BİR KADIN DEĞİLİM
Armi rolü çok sevildi. Seni bu kadar seveceklerini düşünmüş müydün?
- Aslında dizinin tutmaması için bir sebep yoktu. Çok güzel bir kadro, çok güzel bir hikáye. Ama özellikle Armi karakterinin bu kadar tutulacağını düşünmemiştim. Çok güçlü ve farklı bir karakter. İlgi göreceğini az çok tahmin edebiliyorsunuz. Ama genç kızların örnek aldığı bir karakter haline geldi. Tam o yaşlarda, ergenliğin geçiş döneminde bir bocalama yaşar bazı kızlar. Dıştan erkeksi hareketler ama içinde kadınsı duygular... Armi onu yansıtıyor biraz. Kızlar da ona benzemeye çalışıyorlar gibi geliyor bana. Çok güzel mesajlar alıyorum. Sete bir hayranım geldi. Annesi, dizinin ertesi günü alışverişe çıktıklarını söyledi. Ben o bölümde ne giyiyorsam gidip aynısını alıyormuş. Çok enteresan. Bu zor bir şey. Büyük sorumluluk gibi geliyor. Herkeste olduğu gibi Armi’nin de yanlışları var. Örnek alanların aslında bu dengeyi kurabilmeleri lazım. Örnek almak veya alınmak güzel. Ama Armi’nin yanlış yaptığı şeyleri de göz ardı etmemeleri gerekiyor.
Nasıl tepkiler alıyorsun?
- Özellikle 14-15 yaşlarındaki kızlar çok seviyor ve yolda çeviriyorlar. Elleri ayakları titriyor, konuşamıyorlar. Sadece; "Seviyoruz" diyorlar ve hayran gözlerle bakıyorlar. Çok güzel bir şey.
Tecrübesiz olarak büyük bir prodüksiyonda önemli bir rolde yer aldın. Hiç zorlanmadın mı?
- Hiçbir şeyin zorluğuna inanmıyorum. Yani insan isterse yapabilir. Çok enteresan ama bana çok zor gelen, yapmakta zorlandığım şeyler olmadı. Bu işi yapan insanlar benim oynayabileceğimi düşündüyse, yapabileceğime inandılarsa ben de inanırım. Hiç zorlanmadım. Bu da; "Büyük bir şans" diye düşünüyorum. Şansımı da iyi değerlendirdiğime inanıyorum. Bir de "Komedi Dükkánı"ndan sonra Ayla Algan’la birlikte derslere başladık. Biliyorum ki; eğitim şart.
Utku’yla ileride neler olacak?
- Utku’yla iyiyiz, çok iyiyiz. Genç kızların tabiriyle Utku ile çıkıyoruz. Bir birlikteliğimiz var. Utku zaten her şeyi
bıraktı geldi. Annesi onu geri götürmek için geldi. Ama Utku benden vazgeçmiyorBen de ondan vazgeçmeyeceğim. Bundan sonra neler olur bilemiyoruz. Sonuçta Armağan ve Utku devam ediyorlar, mutlular.
Genelde bütün dizilerde ilişki yaşayan karakterleri normal hayatta da çok yakıştırıyorlar. Sizi de yakıştıranlar oluyor mu?
- Oluyor. Normalde de sevgili olduğumuzu sanıyorlar. "Burak Hande" diye ikimiz adına grup kurmuşlar. Burak’la çok iyi arkadaşız. Sinemaya gidiyoruz, geziyoruz. Görenler; "Evet birlikteler" diye düşünüyorlar. Birbirimizi seviyoruz. Ama aramızda bir şey yok.
Seni çok beğeniyorlar. Sen kendini beğeniyor musun?
-Aynaya baktığım zaman kendimi beğeniyorum. Ama özellikle; "Ben güzel bir kadınım" diyerek bakmıyorum. Genelde benim için; "Hande’yi beğendikleri için oyunculuk teklifinde bulundular. Yoksa oyunculuğundan değil" diyorlar. Böyle şeylere inanmıyorum. Güzelliğin büyük bir avantajı olabilir. Ama eğer güzelliğini kullanarak bir yerlere gelmek istiyorsan, git fotomodellik yap! Ama sonuçta çirkin bir kadın değilim, kendimi beğeniyorum.
Aşka vaktim yok
Aşk hayatın nasıl gidiyor. Bir sevgilin var mı?
- Yok, gerçekten vakit yok herhalde. Bir ilişki yaşamak büyük bir fedakárlık. İşimden veya okulumdan bir fedakárlık yapabilecek durumda değilim şu anda. Yalnızım yani. Onu da yürütürüm aslında. Ama her şeyin bir zamanı var. Gün gelecek o da olacak.